Skip Navigation Links
ANADOLU BOZKIRININ İMPARATORU ( 6/3/2010 12:22:45 PM)

 

 
ANADOLU BOZKIRININ İMPARATORU
ve İmparatolukların Sembolü
 
 
ANADOLU BOZKIR İMPARATORU: ŞAH KARTAL
 
Bir çok medeniyet ve imparatorluğun simgesi kartal, gücün ve yenilmezliğin ifadesidir. Aztek’lerin inancına göre dünyanın yaratılırken göğe doğru yükselen iki hayvandan biri kartaldır. Güneşe doğru yaklaşırken kartalın kanatları yandığı ve kartalın kanatlarındaki harelerin bundan olduğuna inanılır. Anadolu’da Hititlerin, bir zamanlar dünyanın merkezi olarak kabul edilen Roma İmparatorluğu’nun simgesi de kartaldır. Günümüzde Amerikan’ın, yakın geçmişte Napolyon Fransası‘nın simgesi yine kartaldır.
 
Biz Türkler’in de simgesi kartaldır: Çift başlı kartal. Bu simgenin kökleri Orta Asya steplerinde Şamanizm inancına kadar uzanır. Kartal simgesi ile yerin ve göğün tek hakimi resmedilir. Kartal başlarından biri yeryüzündeki maddi hakimiyeti, diğeri ruhani dünyadaki hakimiyeti simgeler.
 
 
Dolayısıyla ülkelerin,imparatorlukların sembol olarak seçtikleri canlılar alemi içinde en görkemli canlıların başında gelen kartal insanlarda hayranlık uyandırır.
 
Kartal ailesi geniş bir yelpaze dağılır: Ak kuyruklu kartal, balık kartalı, büyük orman kartalı, kaya kartalı, yılan kartalı ve şah kartalı ailenin belli başlı alt türleridir. Kartallar içinde bu yazının da ana konusunu oluşturan şah kartalının ayrı bir yeri vardır. Adı üstünde kartalların şahıdır (imperial eagle). Adını erişkinliğe ulaştığında başında ve omuzlarının üzerinde kremleşen tüylerinin bir pelerin gibi görülmesinden alır. Şah Kartal 2,10 m  kanat açıklığı ile Anadolu göklerinin efendisidir.
 
Şah, yaşam alanını orman ile bozkırın birleştiği bölgelerden  seçer.Yuvasını yaşlı,yüksek ağaçlara yapar. Seçtiği ağaç başka ağaçlarca kuşatılmamış ve bozkıra sınır olanlardandır.
 
Yuva çapı yaklaşık 2,5 metredir. Her yıl yenileyerek aynı yuvada konaklar.Yuva inşasında 2 metrelik dal parçalarını kullanır. En üstte yataklık olarak taze çam sürgünleri yerleştirir. Yuvalar bazen öyle ağırlaşır ki 2 ton ağırlığına ulaştığı bile olur.
Ağacın bu yükü kaldıramadığı zamanlarda komple yıkıldığı da görülmüştür.
 
Kuluçkaya dişiler nisan ayında yatar ve genelde iki yumurta yaparlar. 43 günlük kuluçka süresince dişiyi besleme görevini erkek üstlenir. Civcivlerin yumurtadan çıkmasından sonra dişi ve erkek yavrularını birlikte büyütürler.Yavrular yumurtadan çıktıktan sonra 11 ila 12 haftada yuvadan uçarlar.
 
Kıtlık yuvadan kaç yavrunun uçacağı konusunda belirleyicidir. Avın bol olduğu dönemlerde iki yavru da uçarken, avın kıt olduğu zamanlarda güçlü yavru, zayıf olanı döverek ölümüne sebep olur. Ebeveynler buna kesinlikle karışmaz, zayıf olan yavru genelde yumurtadan bir kaç gün sonra çıkan yavru olur. Ebeveynin getirdiği yemi ilk kapan güçlü yavru, kardeşi yanına geldiğinde ebeveynin yanında bile gagalayarak onu uzaklaştırır. Yeterince beslenemeyen yavru ölür.
 
Şah kartalının aile birliği ve aile içi eğitimleri olağanüstüdür. Ebeveynler bahar başlangıcından itibaren yumurtaların üzerinde otururlar, sonra yumurtadan çıkan yavrularının tüylenmesine kadar yağmurların en yoğun olduğu dönemde yuvadan asla uzaklaşmazlar.  Yavruların tüylenmesi sonrasında Şah Kartallar yavru yetiştirmede ilginç davranışlar sergilemeye başlarlar. Yağmurlarının kesilip ve yavruların tüylenmeye başlamasından sonra gece ve gündüz yuvada kalmamaya özen gösterirler. Yavrular 3-4 haftalık olduktan sonar da kartal anne baba, yavruyu beslemek için avı parçalayıp ağızlarına vermeyi bırakırlar, avı tüm olarak yavrunun yemesi için bırakılıp yuvadan uzaklaşırlar.
 
Beş haftaya kadar tüm avlarını öldürüp getirdikleri halde beşinci haftadan sonra canlı av getirerek, yavrusuna öldürmeyi öğretmektedirler. Avı kaçırmış olan yavru bir sonraki avını ölü dahi olsa öldürücü darbeyi vurmadan yemeye başlamaz.
 
Şah kartallar yuva bölgesinde avlanmadıkları gibi hiçbir yırtıcının da av yapmasına izin vermezler. Bu da kendi av listesinde olan hayvanların yuvanın olduğu ağacın etrafındaki ağaçlarda ve tüm o bölgede üreme ve beslenme faaliyetlerini sürdürmesine izin vermektedir.
 
Bunun çözebildiğim iki sebebi olduğunu düşünüyorum: Birincisi yavrunun eğitimi ikincisi kartallar tarafından bu av hayvanlarının erken uyarı sinyali olarak değerlendirilmesidir. Biryandan yuvada devamlı aşağıyı izleyen yavru kartal, avlarının davranışlarını öğrenirken diğer yandan ebeveynler av olabilecek hayvanların hareketlerini izleyerek yuvanın korunmasında ve yuva bölgesine yapılabilecek olası düşman saldırılarına karşı erken uyarı sinyali almaktadırlar. Böylece 1 km çapını bulan yuva bölgesinde, başlıca yiyeceği olan tahtalı güvercin,üveyik ,sincap, yer sincabı (gelengi) ,tavşan ve tilkiler rahatlıkla üreme ve beslenme faaliyetlerinde bulunabilmektedirler.
 
 
 Şah kartal ebeveynleri çok iyi öğretmenlerdir. Yavru eğitimi sırasında ebeveynlerden bir tanesinin getirdiği avı diğer ebeveyn yavrunun pençelerinden çalarak ona çaldırmamayı ,avını savunmayı öğretirler. Onuncu haftadan sonra ebeveynler avı ayaklarında gezdirerek yavruyu uçmaya teşvik ederler.
 
Onbir ve onikinci haftadan sonra yavru yuvadan uçarak yuva bölgesine yakın ağaçlara konarak kendine güveni iyice geliştikten sonra ebeveynlerinin peşinde uçarak avını kapmayı öğrenmektedir.
 
Kışın sonuna kadar (Şubata kadar) ebeveynleri ile beraber kalan yavru kartalımız yeni üreme dönemine giren ebeveynlerinden ve çoğunukla babası tarafından yuva bölgesinden uzaklaştırılmaktadır. Bu davranış bir yandan yeni bireylerin hayata gelmesine olanak sağlarken, diğer yandan genç kartalın aile bağlarından uzakta tek başına avlanmasına imkan sağlamaktadır.
 
Ülkemizde şah kartalların bekarlar kulübü olarak kullandıkları bölgelerden biri Bolu Gerede civarıdır. Şah kartal yavruları birinci kışını ebeveynleri ile birlikte geçirmiş olsada erişkinliğe ulaşabilmesi için üç dört yıl gibi uzun zorlu bir süre gerektirmektedir. Erişkinliğe ulaşabilenler kartalların oranı ne yazıkki %10’u geçememektedir. Tehlike altındaki bu kırılgan tür hemen hemen Anadolu’nun tamamında görülür olsa da zirai mücadelede kullanılan yöntemler türün başlıca tehdi konumunda bulunmaktadır.
 
 Biz insanoğlunun bu mükemmel canlılardan alacağı çok dersler olduğu açık değil mi? İçiminden kaçımız çocuklarımızın ayakları üstünde bir birey olarak yaşam savaşması vermesine imkan tanıyoruz?
 
Anadolu habitatının gösterilişli ve türü tehlike altında bulunan Şah Kartalları gelecek nesillere aktarmak ve yaşadığımız toprakları onlarla paylaştığımızı unutmamamız dileği ile....